ERLIK (2017)
La irrupción en la escena black hace unos cuatro años con su álbum debut, supuso la inclusión de un nuevo grupo con tintes thrash y rock que no hacían ascos a dejarse influenciar y tratar en sus letras temas relacionados con la mitología y la tradición de su Turquía. Sin lugar a dudas este tiempo entre ambos lanzamientos les ha servido para profundizar en su propuesta, los elementos relacionas con la mitología y las tradiciones turcas se va colando en las letras de los temas, realmente alcanzando cotas de elaboración y de estudio de las tradiciones muy importante. Por otra parte Gökböri nunca le han echo ascos a un sonido clásico dentro del black metal con fuertes influencias thrash o incluso rock, que buscan sus orígenes en el sonido de comienzos de los noventa, teniendo como referencia a Celtic Frost o Venom entre otros. Estas influencias se hacen más patentes en "Erlik", demostrando que hoy en día es posible todavía ofrecer un buen álbum que se colaría en la escena de finales de los ochenta, comienzos de los noventa y no desentonaría. El trabajo de Jesse Haff a la batería es un pilar fundamental en la orientación del sonido de este álbum y buena parte del merito del mismo recae sobre él. No hay que olvidar tampoco el papel desempeñado por el fundador de la banda, Emre Balık, que ha desmostado una vez más lo que es capaz de ofrecer a las seis cuerdas, desgranando esos riffs mezcla de thrash, rock y punk, pero sobre todo se sigue erigiendo en un vocalista fundamental, fíjate que por momentos se me ha venido a la cabeza Lemmy, dotando a las composiciones de carácter y como nexo fundamental entre esa parte pagana o tradicional de la música de la banda con la otra vertiente más thrash, black. Sin lugar a duda estamos ante un álbum elaborado, tal vez de sonido sencillo, pero que gustará, sobre todo por ese sonido casi que cazalloso y sucio. (8).
1. Tamuya 03:29
Boynuzun gölgesi altında
Yer ile gök arasında
Yaşayan ölüler birçoğunuz
Yaşam denilen anlamsızlıkta
Bey olmak varken yedi kat altta
Mankurt olmuşsun tanrınıza
Toybadımdasınız hepiniz
Alıs Yer'den uzaktasınız
Görkemli tapınaklar yapıp
Sisli örgölerde oturursun
Bey olmak nedir bilmeden
Köle olmuşsunuz taptığınıza
"Kalgançı çak geldiğinde
Kara toprak odla yandığında
Demir üzenginin dibi delinir
Deniz çalkalanır gibi görünür
Denizin dibinden dokuz ayrı taş çıkar
Dokuz yerinden yarılır
Dokuz yerden dokuz sandık çıkar
Her sandıktan dokuz kişi çıkar
İkisi başkan olur
Onların atları sarı olur
Ön ayakları kılıç olur
Kuyrukları keskin olur"
Erlik'e uyanlar
Tamuya!
2. Yelbegenler Yüresi 04:22
Savaş bitti
Kan renginde gökyüzü
On binler yatmakta
Damla kan yok yerde
Eski, yeni tanrılar
Ne yerde, ne gökte
Ne de yeraltında burada
Akacak olan kan içilmiştir çoktan
Yelbegenler yüresinde
Demir komus
Üflendi dokuz dilde
Kanın ve tinindir
Onların istediği
Eski, yeni tanrılar
Ne yerde, ne gökte
Ne de yeraltında burada
Akacak olan kan içilmiştir çoktan
Yelbegenler yüresinde
Bakır-sukımı
Bugün daha da bir parlak
Erklig’e göz kırpıyor
Yıldızlar teker teker sönüyor
3. Karabasanlara Dönüş 03:24
Bizden yeyler suyla yaşıttır
Ödden önce, evren kadar eski
Kargaşayla karanlık heryerde
Gündüzler oldu gece
Dönergeler, dönüşmüşler
Kişioğluna, hayvana
Obur kan somurur
Ölümü beğenmez Hortlak
Kör olsalarda orada
Geceleri görür burada
Saklan, gizlen
Sisli, puslu
Düşüncelerin ardına
Kaçacak delik yok
Gündüz gözü gördüklerinden onlar
Saklan, gizlen
Sisli, puslu
Düşüncelerin ardına
Boyut ayrımı artık yok
Gündüz gözü gördüklerinden onlar
Karabasanlara dönüş
Fısıltılar oldu çığlık
Karabasanlara dönüş
Sessizlik kalmadı
4. Gökten Gelen Tuğ 04:34
Kazanmak için
Dolunayı bekle
Pusuya yat
Ayça ile
Üç kez diz vur
Kün Tengri'ye
Kut verir Altın Dağ çevresinde
Körügme Kün tengri
Körünügme Ay tengri
Siz bizni küzeding
Sağ kanatta güneşi
Sol kanatta ayı
Tutar Gök Kartal
Yan yana durur
At ile boğa
Tek gözlü bilge
Yansır sancağa
Sanırsın
Kan rengidir
Oysa o
Gök gibidir
Sağ kanatta güneşi
Sol kanatta ayı
Tutar Gök Kartal
Demir Kazık kendisi yıldız
Ay Ada'nın ışığı sonsuz
Gökten gelen tuğ
Biri gören, öteki kör gözü
Duyuldu temir kopuz
Gökböri'nin ışığı essiz
Gökten gelen tuğ
Biri gören, öteki kör gözü
5. Erlik 05:39
Derin suların iyesi
Gönderdi 43 etkeri
Tinler teker teker tamuya
Yeraltının beyi Erlik
Ölüm bize tek gerçeklik
Uçuk tındı bıçıp salgan
Ölöttön tın algan
Kurtuluş yoktur bundan
Kara Kütük'te buluşurlar
Bir kapıya bakarlar
Daha yakındır O, tanırsan sen
Tanıyıp bilmediğin yakın bir kişiden
Dön bak içine, karanlığın dibine
Göreceksin gölgesini O'nun
Ta kendisidir kişioğlunun
İyi ile kötünün ötesinde
Bilinen öğretilerin dışında
Toybadım - geçiş yok, dönüş yok
Duyutba - kapar, tutar, yutar
Çamçağı olacaktır kafatasları!
Kargaşalar yaratan
Vur çekicini örse
Yılan, akrep, bükeler
Sıra geldi körmöslere
Toybadım - geçiş yok, dönüş yok
Duyutba - kapar, tutar, yutar
Çamçağı olacaktır kafatasları!
Daha yakındır O, tanırsan sen
Tanıyıp bilmediğin yakın bir kişiden
Dön bak içine, karanlığın dibine
Göreceksin gölgesini O'nun
Ta kendisidir kişioğlunun
6. Körmösler Görmezler 02:27
Uzun uzun baktığında
Karanlıkta bir oda
Oynayan gölgeler
Biçim alan eller
Sol omuzdadır
Üste çöken ağırlık
Yanıbaşındadır
9 kattan gelen varlık
Körmösler görmezler!
Körmösler görünmezler!
Yegler!
Aldaçılar!
Albıslar!
Karanlık çöktüğünde
İki ay göründüğünde
Kuzeye doğru baksan
Yaygaraya başlarsan
Göremezsen bile
Soğuk rüzgar yüzünde
Tinin ayrılır senden
Sor bunu sen yegden
Körmösler görmezler!
Körmösler görünmezler!
Yegler!
Aldaçılar!
Albıslar!
Ara ara sustuğunda
Sessizliği duyduğunda
Sana bakan yüzler
Biçim almış bedenler
Her yerindedir artık
O hissettiğin ağırlık
Sandın mı ki bitmişti?
Dört bir yanın çevrili
7. Ben, Ang 05:19
Kamların davulları susmuş
Işığın içinde böri
Göremez olmuşlar O’nu
Göğün çökmesi mi gerek?
Yanlış tanrı yamanmış
Dağa, taşa, denize
Altıncı kattan bakmakta
Gök sakallı boğa, Ay Ada
Ben, ang
Tur kağan
Tek boynuzu devirmişim
Özgür kılmışım sizi
Asırlar geçmiş, köle olmuşsunuz yine
Boynuzsuza
Buyruğum biline!
Yıldırımlar düşe
Yerler yarıla
Kızıl çıka
Buyruğum biline!
Öl!
Gök rengi yüzüm, börininkidir sırtım
Ay’ın oğluyum, ışıktan doğmayım
Kılıcımı çıkardım kınından
Tek başıma da olsam ordumda
Gök rengi yüzüm, börininkidir sırtım
Ay’ın oğluyum, ışıktan doğmayım
Keseceğim başını onun
Keseceğim başlarını ona kulluk edenlere
Buyruğum biline!
8. Çift Başlı Kartal 03:56
Sekiz köşeli yüzey
Ortada, kıyıda dağlar
Denizler çevirmiş dört yanı
Ölümdür burdan tek çıkış yolu
Çift başlı kartal
Demir Kazık'tan sarkar
Çift başlı kartal
Göğün kapısını tutar
Çift başlı kartal
İnsin yıldırımlar
Uçsuz bucaksız bir dam
Kaplamış tüm yeri ve göğü
Kanatlarla kapalı kapısı
Ölümdür burdan tek çıkış yolu
33:10
No hay comentarios:
Publicar un comentario